Kara Taşımaları ve Deniz Taşımalarında Taşıyıcının Rücu Hakkı ve Rücu Zaman Aşımı

GİRİŞ

                       Türk Borçlar Kanununda zamanaşımı süreleri ve rücu hakkı

    Zamanaşımı kavramı, şartları ve etkileri     

   Borç zamanaşımı ile sona ermez, bu nedenle zamanaşımına uğramış bir borcun ifası sebepsiz zenginleşme oluşturmaz. Zamanaşımı, borçluya borcu ifadan kaçınmak hususunda bir defi hakkı sağlar. Türk borçlar kanununda düzenlenen zamanaşımı kurumunun başlıca iki şartı bulunmaktadır. İlk olarak alacak bir zamanaşımına tabi olmalı, ikinci olarak da kanunda öngörülen zamanaşımı süresi geçmelidir. Genel kural, bir alacak hakkı bulunduğu zaman öngörülen sürenin zamanaşımı olması, bir yenilik doğuran hakkın kullanılması söz konusu olduğunda ise sürenin hak düşürücü süre olmasıdır. Hak düşürücü sürelerden farklı olarak zamanaşımı süresinin işlemesinin durması (TBK 153 ) veya kesilmesi ( TBK 154) mümkündür.

Zamanaşımı ile sonlanan geniş anlamda borç ilişkisi değil, bundan doğan dar anlamda borç ilişkisidir. Bu bakımdan sözleşme zamanaşımına uğramaz, sözleşmeden kaynaklanan her bir borç için zamanaşımı söz konusu olur. [1]

   Sözleşmeden Kaynaklanan Zamanaşımı Süreleri

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda zamanaşımına dair genel düzenleme TBK 146 hükmüdür. Bu hüküm, hakkında özel bir düzenleme olmayan tüm özel hukuk alacaklarında ve tabi ki ticari işlerden doğan alacaklarda geçerli genel zamanaşımı süresidir.

 MADDE 146-“ Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”

Haksız Fiilden Kaynaklanan Zamanaşımı Süreleri

 

Haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemlerinde zamanaşımı ise Türk Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesinde özel olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.

MADDE 72– “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.

 Normal süre olarak haksız fiil sebebiyle tazminat davası açma hakkı, mağdurun zararını ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayan iki yıllık zamanaşımına tabidir. Eski borçlar kanunu m. 60 düzenlemesindeki bir yıllık süre iki yıla çıkarılmıştır. Sürenin işlemesinde önemli olan zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmedir, öğrenebilecek durumda olmak zamanaşımının işlemeye başlamasına yol açmaz. Zarar ve tazminat yükümlüsünden hangisi daha sonra öğrenilirse, zamanaşımı o tarihte işlemeye başlar.

Zararın öğrenilmiş sayılması için varlığını, niteliğini ve temel unsurlarını belirleyecek bilgilerin dava açacak derecede öğrenilmiş olması gerekir. Tazminatın hesabına yarayacak tüm ayrıntıların bilinmesi aranmaz

Maddede öngörülen azami süre ise, tazminat davası açma hakkı herhalde zarar verici fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesi ile zamanaşımına uğramasıdır. On yıl bakımından önemli olan tarih, haksız fiilin işlendiği tarihtir. Yani zararın gerçekleştiği tarih değil, zarara yol açan fiilin tamamlandığı tarihtir.

TBK 153 bakımından zamanaşımını durduran sebepler ve TBK 154 uyarınca zamanaşımının kesilmesi sebepleri hem iki yıllık süreler, hem de 10 yıllık azami süreler için dikkate alınmalıdır.

Haksız Fiilde Zamanaşımının Sağladığı Daimi Defi Hakkı

 

TBK 72/2: Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.”

TBK 72/2, haksız fiil bakımından zarar gören kişiye daimi bir defi hakkı sağlamaktadır. Buna göre; haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa, zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğrasa bile her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.

Borçlar Kanununda Rücu Hakkının Tabi Olduğu Zamanaşımı Süresi

Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen kusursuz sorumluluk hallerinde ise tazminat ödemeye yükümlü olan kişiye, zarara kusuruyla sebep olan kişilere rücu hakkı tanıyan 73. Madde bulunmaktadır.

MADDE 73-“ Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

  Tazminatın ödenmesi kendisinden istenilen kişi, durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek zorundadır. Aksi takdirde zamanaşımı, bu bildirimin dürüstlük kurallarına göre yapılabileceği tarihte işlemeye başlar.”

Türk Ticaret Kanununda Taşıma Sözleşmelerinde  Zamanaşımı

   Eski Türk Ticaret Kanunu Dönemi Düzenlemeleri

Eski TTK taşıma sözleşmesinde zamanaşımı kurumunu 767. Maddede düzenlenmiştir. Hükmün ilk fıkrası taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar ve haksız alınan taşıma ücretinin iadesi taleplerini düzenlemektedir. Hüküm şu şekildedir:

 

MADDE 767/1 : Haksız olarak alınan taşıma ücretinin geri alınması ve taşıma ücreti dahil olmak üzere taşıma mukavelesinden doğan tüm alacaklar bir yılda müruruzamana uğrar.

Hükümde de açıkça belirtildiği gibi zamanaşımı, eşyanın gönderilene teslimi veya yolcunun varış yerine ulaşma tarihinden itibaren işlemeye başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu varış yerine ulaşamamış ise süre; eşyanın teslim veya yolcunun varması gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Bu zamanaşımı belirli hallerde uygulanmayacaktır. Hükmün beşinci fıkrası bunu şu şekilde düzenlemiştir:

MADDE 767/5: Eşya; taşıyıcının hile veya ağır kusurundan dolayı zayi olmuş, noksanlaşmış veya bozulmuş yahut geç teslim edilmişse veya yolcu, taşıyıcının hilesi yahut ağır kusuru yüzünden geç ulaşmış veya meydana gelen bir kaza neticesinde cismani zarara uğramış veya ölmüş ise taşıyıcının mesuliyeti bu maddedeki müruruzamana tabi olmaz.

Bu durumlarda Borçlar Kanunu’ndaki on yıllık genel zamanaşımı süreleri uygulama alanı bulurdu.

Yine taşıyıcının, taşıma sözleşmesi gereği, gönderenin veya gönderilenin, kararlaştırılmış şartlara aykırı olarak verdikleri emir ya da talimat üzerine, mesafe artması yada taşıma müddetinin uzaması nedeniyle talep edebileceği ek ücret ve bu yüzden yaptığı masraflara ilişkin talepleri de 767. Maddenin ilk fıkrasına göre bir yıllık zamanaşımına tabidir.[2]

Eski Türk Ticaret Kanunu’nun m. 1235 ilk 9 benti, gemi alacaklısı hakkı veren alacakları TTK 1259 gereği bir yıllık zamanaşımına tabi tutmuştur. Bu bir yıllık süre, gemi alacaklısının donatan veya gemi adamlarından birine karşı olan şahsi talepleri için de geçerlidir. ( TTK 1260). Bu alacaklar için zamanaşımının ne zaman başlayacağı ise TTK m. 1261’de belirtilmiştir. Söz konusu madde, aynı zamanda denizde yolcu veya yük taşıma sözleşmelerinden ya da konşimentodan dolayı taşıyan lehine doğan masrafların tazmininin ve navlun dahil olmak üzere tüm alacakların da bir yılda zamanaşımına uğrayacağını öngörmektedir.

 

Eski Türk Ticaret Kanunu’nda ise taşıma sözleşmelerinde rücuya dair bir hüküm bulunmamaktaydı.

Yeni Türk Ticaret Kanunu düzenlemeleri

  • KARA TAŞIMALARINDA DURUM

Kara taşımalarında zamanaşımını düzenleyen genel ve kapsayıcı hüküm TTK m. 855 düzenlemesinde yer almaktadır.

Hüküm ilk fıkrası genel zamanaşımı süresini şu şekilde düzenlemektedir;

Zamanaşımı

MADDE 855– (1) Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.

Hükmün ilk fıkrası zamanaşımının sınırlarını çizmektedir. CMR’de olduğu gibİ TTK’da da öngörülen zamanaşımı süresi hem taşıyıcıya karşı ileri sürülen hem de taşıyıcının taleplerinde geçen süredir. [3] Hükme göre yolcunun ölümü veya bedensel zararları dışındaki sebeplerden doğan tüm tazminat hakları bir yılda zamanaşımına uğrar. Ancak tazminat niteliğinde olmayan alacak haklarında zamanaşımının ne olacağına bu hüküm cevap vermemektedir. Örneğin taşıyıcının ücret alacağının tabi olduğu zamanaşımı süresi konusunda açıkça bir düzenleme yoktur. Oysa ki eTTK 767/1’ de zamanaşımını düzenleyen genel hükmün kapsamı taşıma sözleşmesinden doğan her türlü talep hakkını kapsamaktadır. Eğer 855. Maddenin lafzına bağlı kalacak olursak tazminat alacakları dışındaki alacaklar için Borçlar Kanunu’nun genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı uygulanacaktır. ( TBK m.146).

  1. maddenin beşinci fıkrası zamanaşımı için bir takım özel halleri düzenlemiştir. Buna göre;

 

 Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı;

  1. a) Eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse,
  2. b) Yolcu geç ulaşmışsa,

taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar.

Bu hükme göre taşıyıcının belirli bir seviyedeki, nitelikli ağır kusuru yolcunun ve yükle ilgilinin talep hakkının tabi olduğu zamanaşımı süresini uzatmaktadır. Taşıyıcının kusur derecesinin belirlenmesinde aynı kusur halini benimseyen CMR madde 32’nin uygulamasıyla ilgili mahkeme kararları önem arz etmektedir.

Rücu talepleri

TTK m. 855/3 rücu haklarının tabi olduğu zamanaşımı sürelerini düzenlemektedir.

MADDE 855/3:

Rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar

 

Taşıma sözleşmesi  herhangi bir sebeple hiç yerine getirilememişse yani sözleşme ifa edilememesi halinde ise TBK 112 vd. hükümlerini gözönüne almak gerekir.

 

Zamanaşımının başlangıç tarihinin belirlenmesinde hükmün 2. Maddesi yol göstericidir. Eşya taşımalarında eşyanın gönderilene teslimi anında zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır. Taşınma eşyası genel olarak tek seferde taşındığından bu süre taşınma eşyasının gönderilene teslimiyle işlemeye başlar. Eşyanın zayi olması halinde ise süre, teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlar. Tek parçada taşınması gereken eşya kısım kısım taşınmış ise son parçanın taşındığı veya taşınması gereken tarih esas alınacaktır. [4]

Aynı şekilde yolcu gideceği yere ulaşamamışsa zamanaşımı süresi, yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren başlar.

Deniz alacaklarında zamanaşımı ve rücu kurumu

  1. Hak düşürücü süre

MADDE 1188 (1) Eşyanın zıyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı, bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer.

(2) Bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemişse, onun teslim edilmesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

(3) Sorumlu tutulan kişinin rücu davası, birinci fıkrada öngörülen hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra da açılabilir. Ancak, rücu davası açma hakkı, bu hakka sahip olan kişinin, istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılan tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren doksan gün içinde kullanılmadıkça düşer.

(4) Bu süre, tarafların dava sebebinin doğmasından sonra yapacakları bir anlaşma ile uzatılabilir.

İkinci fıkrada, sürenin başlangıcı bakımından “eşyanın bir kısmının teslimi”nin de belirtilmiş olması, 1978 tarihli Hamburg Kurallarının 20 nci maddesinin ikinci fıkrasına dayanmaktadır.

 

Birinci fıkrada yer alan yargı yeri terimi isabetli olarak yeni kanunda yer almıştır. Eski kanunda ilgili hükümlerde yer alan “mahkemeye başvuru” deyimi uygulamada tereddütlere mahal vermekte idi. Ancak Yargıtay yerleşik içtihatlarında bu kavramı geniş yorumlayıp kavramın içine; mahkemede dava açılması, karşı dava, icra takibi, tahkime müracaat, ceza davasına müdahale gibi Türk hukukunda zamanaşamının kesilmesi için kabul edilmiş bütün yargı yollarını birlikte ifade etmekte olduğu açıklığa kavuşturulmuştu. Yeni kanundaki ifade ise artık hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yargı yolu diyerek daha isabetli bir şekilde düzenlemiştir.

Dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki TTK m. 1188’ de düzenlenen süre zamanaşımı süresi değil bir hak düşürücü süredir. Alacaklı eğer süresi içinde tazminatını talep etmezse, talep hakkını tamamen yitirecektir.

 

TTK m. 1246: 1188. Madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, gemi kira sözleşmeleri ile zaman çarteri sözleşmeleri ve navlun sözleşmelerinden veya konşimentodan veya onun düzenlenmesinden doğan tüm alacaklar bir yılda zamanaşımına uğrar.

Bu süre alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.

Yolcu taşıma sözleşmeleri için 1270 inci maddede özel hüküm bulunduğundan, bu sözleşmeden doğan alacaklar da 1246 ıncı maddeye alınmamıştır.

MADDE 1297- (1) Çatmaya dayanan her türlü tazminat istemi, çatmanın meydana geldiği günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.

(2) 1289 uncu maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesine veya 1290 ıncı maddenin ikinci fıkrasına göre, donatanların birbirine karşı olan rücu hakları, ödemenin yapıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde zamanaşımına uğrar.

 

[1] OĞUZMAN, Kemal, ÖZ, Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, sy. 591

[2] Aksi yönde Yargıtay 11. HD. 23.3.2010, 9840/3200, TTK 776/ son maddesinin atfi ile BK 125. Maddesi hükmü uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmemiş olmasına ….

[3] ADIGÜZEL, Burak, Taşıyıcının Sorumluluğundan Doğan Tazminat, İspatlanması ve İspat Yükü, sy. 283

[4] TOPSOY Fevzi, Taşınma Eşyası Taşımalarında Taşıyıcının Özel Yükümlülükleri, sy. 42